Kadın İnfertilitesi


Kadına bağlı infertilite sebepleri çok farklı olabilmektedir. İnfertilite sebepleri arasında en sık görülenleri adet ve yumurtlama bozuklukları, endometriozis, Polikistik Over Sendromu, erken menopoz, tüplerin kapalı olması ve kadınlık organlarına ait yapısal anomaliliklerdir. Bunlar dışında birçok farklı neden de tespit edilebilmektedir. Nedeni bilinmeyen (açıklanamayan) infertilite de söz konusudur.

Kadında infertilite nedenleri;

1.Yumurtlama bozukluğu;
Kadında en sık görülen infertilite sebebi olup yumurtlama bozukluğu denildiğinde, yumurtlamanın hiç olmaması veya düzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Normal koşullarda, her ay yumurtalıklardaki olgunlaşmamış yumurtalardan bir tanesi gelişip büyüyerek çatlar ve yumurtlama meydana gelir.

Anovulasyon, yumurtlamanın olmamasıdır. Adet düzensizlikleri ve infertilitenin en önemli nedeni anovulasyondur. Adet görüldüğü halde ovulasyon (yumurtlama) olmayabilir. Adetlerin seyrek veya hiç görülmemesi, çoğu zaman bir yumurtlama bozukluğunu gösterir. Ancak adetlerin tamamen düzenli olduğu durumlarda da, yumurtlama bozukluklarına rastlanabilir.

Yumurtlama bozukluğu başlıca dört ana grupta incelenebilir;

- Yumurtalıkları uyaran hormonların eksikliği söz konusudur.

- Polikistik Over Sendromlu (PCOS) olgular vardır. Adet görmeme veya seyrek adet görmeye ilaveten kadındaki androjen hormonu fazlalığı ile karakterize cilt değişiklikleri (tüylenmede artma, yağlı cilt, sivilce) görülmektedir.
Erken menopoz hastalarıdır. Bu hastalarda tüp bebek dahil, her türlü yumurtayı uyarıcı ilaç ve protokol başarısızdır. Bununla birlikte, erken menopoz olan kadınların bir kısmında (%10), ilk 5 yılda yumurtalık fonksiyonunun geriye gelmesi söz konusu olabilir. Bu geriye gelmenin, hangi kadında ne zaman olacağı ve beraberinde yumurtlama olup olmayacağı veya ne kadar süreceği konusunda öngörücü bir bilgi yoktur.

-Prolaktin denilen süt salgılayıcı hormon fazlalığı ile karakterize durumdur. Prolaktin hormonu fazlalığında yumurtlama gerçekleşmez. Prolaktin düşürücü ilaç tedavisi ile yumurtlama çoğu kadında geriye gelir.

2.Tüplerin Hasarlı veya Tıkalı Olması;
Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması durumu, sperm ve yumurtanın tüp içinde bir araya gelmesini engellediğinden, döllenme ve buna bağlı gebeliği imkansız kılar. Değişik nedenlere bağlı olarak, her iki tarafta tüp-yumurtalık anatomik ilişkisini bozacak yapışıklık varlığında da, infertilite oluşur. Tüplerdeki bu yapışıklık, geçirilmiş enfeksiyon, endometriozis veya geçirilmiş bir ameliyat sonrası oluşan karın içi yapışıklıkları gibi birçok nedene bağlı olabilir. Gelişmiş ülkelerde cinsel yollardan bulaşan enfeksiyonlar tüplerdeki hasarın en önemli nedendir.

3.Rahim İçi Yapışıklıklar;
Rahim içi yapışıklıklar da infertilite nedeni olabilmektedir. Geçirilmiş kürtaj ve rahim ameliyatı sonrası, rahim içi yapışıklıklar gelişebilmektedir.

Tüp bebek uygulamasından önce rahim içinin, normal olduğunun görüntülenmesi çok önem arz eder; bu nedenle çoğu zaman Histerosalpingografi ya da bazen histeroskopisi ile değerlendirme yapılmaktadır. Histeroskopi esnasında saptanabilecek normalin dışında durumlarda (rahim içi yapışıklık, polip, myom, veya doğuştan olan perde-septum varlığında) aynı anda düzeltme sağlanabilmektedir.

Rahim içinde gelişen polipler de infertiliteye sebep olabilmektedir. Polipler iyi huylu, küçük, et beni gibi doku oluşumlarıdır. Kötü bir hastalıkla ilgileri yoktur, fakat bazen gebeliğe engel olabilirler. Küçük bir operasyon ile tedavileri mümkündür.

4.Rahim Ağzı Faktörü;
Kadında infertilite sebebi olan rahim ağzı problemleri arasında; şekil bozuklukları, enfeksiyonlar, mukus kalitesinin iyi olmayışı ve rahim ağzında (serviks) görülen polipleri saymak mümkündür. Adetin değişik evrelerinde, rahim ağzı salgısı hormonların etkisiyle miktar ve kıvam olarak değişiklikler gösterir. Östrojen ve progesteron hormonları etkisiyle mukus, siklus sırasında miktar ve nitelik olarak değişir. Mukusun uygun nitelikte olmaması, spermin kadın üreme yollarında ilerlemesine engel olabilmektedir.

5.Endometriozis;
Endometriyozis; rahim içini döşeyen dokunun, rahim dışında gelişmesi olarak ifade edilir. Normal yerleşiminin dışında bulunan bu odaklar, zamanla yapışıklıklara veya yumurtlamanın bozulmasına neden olabilir. Endometriyozisli hastaların %70’i, infertilite problemi yaşamaktadır. Endometriozis, tıpkı rahim içini döşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup, adet sırasında kanar. Karnın içinde oluşan bu kanamalar, zamanla yapışıklıklara sebep olurlar. Teşhis koymak için, laparoskopi kullanılır. Laparoskopi, iç organların görülebilmesine ve mümkünse tedavisine olanak sağlayan cerrahi bir işlemdir. Endometriozis, yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olur. Bu kistlere endometrioma veya halk arasında söylendiği gibi ‘Çikolata Kistleri ‘adı verilir. Ciddi yumurtlama sorunlarına neden olabilen bu kistler, tedavi edilmelidir

6.Bağışıklık Sistemi ile İlgili Nedenler;
İmmunolojik nedenlerin tedavisi sınırlıdır. Spermleri öldüren ya da hareketsiz hale getiren antikorlar (Anti-Sperm Antikor), servikal salgıda, sperm yüzeyinde, spermde veya her üçünde de bulunabilir. Kadından elde edilen servikal mukus, erkekten elde edilen sperm ve çiftin her ikisinden alınan kan örnekleri bu antikorları saptamak amacı ile incelenebilmektedir.

7.Nedeni Açıklanamayan İnfertilite;
Günümüzde tıbbın olanakları ile ortaya konulamayan infertilite durumlarına, nedeni açıklanamamış infertilite (idiopatik infertilite) denir. Söz konusu İnfertil çiftlerin yaklaşık % 15’inde tüm testler normal bulunmaktadır. Testler ile ortaya çıkarılamayan sperm bozuklukları, yumurtanın çatlaması ve tüpler içindeki hareketinde bazı bozuklukların varlığı öne sürülen varsayımlar arasındadır. Psikolojik etkenler ve stresin de hormon dengesi üzerinde olumsuz etkiler yapabileceği bilinmektedir. Stresin ortadan kalkma durumunda doğal yollardan gebeliklerin oluştuğu bilinmektedir.

8. Kadının Yaşı;
Kadının yaşının ilerlemesiyle birlikte yumurtlama sıklığı ve kaliteli yumurta oluşumu azalmaktadır. Özellikle 35 yaş üzerindeki kadınlarda hamile kalma başarısı gittikçe azalmaktadır. 40 yaşından sonra, adet düzeni çoğunlukla normal olduğu halde gebe kalma oranı %10'un altına düşmektedir. Yumurtaların gelişmesi ve ovulasyon meydana gelse de, oluşan yumurtanın kolayca döllenebilmesi oldukça güç olmaktadır.

Çocukları olmayan çiftlerin yaklaşık %40 ’sinde problem erkekten kaynaklanmaktadır. Erkek infertilitesi tedavisinde son 7-8 yıl içinde uygulanan teknikler ile hızlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Erkekte infertiliteyle ilgili sorunlar, büyük çoğunlukla yapılan spermiyogram tahlilinden anlaşılabilirse de, bazı durumlarda özel tetkikler gerekebilmektedir.