Sezaryen ameliyatı; doğumun gerçekleştirilmesi için doğum kanalı yoluyla yapılan doğum yerine bebeğin karın alt duvarından açılan bir kesi ile çıkarılmasının kullanıldığı bir yöntemdir. İsmin kaynağı belirsiz bulunmaktadır. Her ne kadar yaygın inanış Julius Sezarın bu yöntem kullanılarak doğurtulmuş olduğu şeklindeyse de bu kanıtlanmamıştır. Daha olası olan ölmek üzere olan bir gebenin bebeğinin bu şekilde doğurtulmasına izin veren yasanın Sezar tarafından yasalaştırılması olabilir.
Her yıl giderek artan sayıda hasta sezaryen ile doğum yapmaktadır. Bunun sonucunda sezaryen en yaygın kullanılan hastane prosedürü olarak belirlenmiştir. 2004 yılında ABD’deki tüm doğumların yaklaşık yüzde 29’u sezaryen ile gerçekleştirilmiştir. Ülkemiz de sezaryen oranları artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü Sezaryen oranlarının herhangi bir ülkede yüzde 10-15 arasında olması gerektiğini önermekteyse de bebek bekleyen anneler giderek artan oranlarda; başta daha ileri yaşlarda doğuma bağlı gelişebilecek sarkmaları engellemek ve pelvik destek ve cinsel işlev bozukluğu sorunlarını önlemek için kendi isteğiyle sezaryen olmak istemektedir. Bunun sonucunda hasta isteği nedeniyle yapılan sezaryen oranları neredeyse iki katı kadar artmıştır.
Vajinal doğumun aksine, sezaryen ameliyatı büyük bir karın ameliyatı kabul edilir. Genellikle ilk beş ila 10 dakika içinde bebeğin doğurtulduğu bu prosedür ortalama olarak 45 dakika ile bir saat sürer. Anne ve bebek için ciddi komplikasyonlar nadirdir.
Sezaryen ameliyatı sonrasında hastanede ortalama iki gün kalınması gerekmektedir. Dört ile altı hafta arasında değişen bir sürenin sonunda anne günlük yaşamın gereklerini yerine getirir hale gelmektedir.
Sezaryen ameliyatını gerekli kılan için nedenlerin çoğunluğu bebeğin durumuna ilişkin iken diğerleri anneye aittir. Sezaryen yapılması için çok sayıda neden belirlenmişse de en sıklıkla kullanılan kriterleri bebeğe ve anneye ait olanlar olarak ikiye ayırmak doğru olacaktır;
Sezaryen gerekçeleri - Bebekle ilgili olarak
. Bebeğin rahimiçi pozisyonundaki farklılıklar
. Bebeğin doğum kanalına ters veya makat denilen şekilde girmeye çalışması veya yan durması
. Göbek kordonunun sıkışması veya sarkması
. Eşin (plasenta) doğum kanalının önünde yerleşmiş olması
. Plasentanın doğum tamamlanmadan rahim duvarından erken ayrılması
. Bebeğin doğum kanalı içinde normal ilerleyişini engelleyecek şekil bozukluklarının olması (Kafaiçi sıvının artması sonucu başın çapının aşırı büyümesi gibi)
. Bebeğin kalp atışlarının bozulması
. Plasenta accreta (Eşin rahim duvarının derinliklerine tutunmuş olması)
. Doğumun normal süre içinde ilerleme göstermemesi
. Baş-pelvis uygunsuzluğu (Bebeğin kafası annenin doğum kanalına göre daha büyük ise)
. Polihidramnios (Suyun fazlalığı)
. Oligohydramnios (Suyun azlığı)
. Çoğul gebelikler
Sezaryen gerekçeleri- Anneyle ilgili olarak
. Preeclampsia veya eclampsia
. Gestational diyabet
. Genital Herpes salgını
. Anne HIV enfeksiyonu
. Ovarian veya rahim kistler veya tümörler
. Önceden Sezaryen geçirmiş olmak
. Rahimden gebelikten önce geçirilen myom ameliyatı gibi cerrahi işlemler
. Anne isteği
. Doğumun normal süre içinde ilerleme göstermemesi
. Baş-pelvis uygunsuzluğu (Bebeğin kafası annenin doğum kanalına göre daha büyük ise)
. Polihidramnios (Suyun fazlalığı)
. Oligohydramnios (Suyun azlığı)
. Çoğul gebelikler
Anestezi şekli anne ve bebeğin durumuna ve sezaryanın ne kadar acil olarak yapılması gerektiğine göre kararlaştırılır. Çok hızlı olarak bebeğin alınması gereken durumlarda genel anestezi seçilirken annenin genel anestezi almasını riskli hale getiren sağlık sorunlarının varlığında omurga çevresine uygulanan kısmi etkili yöntemler uygulanır. Sezaryen için kullanılan anestezi yöntemleri şunlardır;
. Spinal anestezi: Omurganın alt kısmında omurilik etrafındaki boşluklara ilaç uygulanarak yapılır. Anne bilinci açık, ama belinden itibaren hareketsiz olarak ameliyat olur.
. Epidural anestezi: Spinal anestezi yöntemine benzer şekilde, ancak ameliyat sonrasında da ağrıyı engelleyecek bir kateter yerleştirilerek yapılır. Annenin bilinci yine açıktır.
. Genel anestezi: Annenin bilinci kapalıdır.
Sezaryanın riskleri:
Omurganın alt kısmında omurilik etrafındaki boşluklara ilaç uygulanarak yapılır. Anne bilinci açık, ama belinden itibaren hareketsiz olarak ameliyat olur.
Son derecede güvenli bir işlem olan sezaryanın ciddi bir ameliyat olduğu ve bazı riskler taşıdığı unutulmamalıdır. Bebek için olan riskler bu ameliyatın bebeğin iyiliği adına yapıldığı da gözönüne alınırsa anne için olanlara göre çok daha azdır.
Anne için sezaryana bağlı olarak artan riskler aşağıda sıralanmıştır:
. Anestezi ile ilgili sorunlar
. Kanama
. Bacak damarlarında veya akciğerlerde pıhtı oluşması
. Yara yerinde, mesanede veya rahimde oluşan enfeksiyon
. Karıniçi organlarda yaralanma
Ameliyat sonrası iyileşme süresi normal doğuma göre daha uzundur. Ameliyat sonrası ağrı da ciddi boyutlara ulaşabilir; ancak ağrı kesici ilaçlar zamanında ve yeterli dozlarda kullanıldığında istenen rahatlık sağlanır. Sezaryen sayısı arttıkça ameliyat sonrası karıniçinde oluşan nedbe dokuları da ağrı nedeni olabilir. Özellikle plasentanın yerleşim sorunları da (rahim ağzını örtmesi veya rahimkası içine doğru yerleşerek doğumdan sonra ayrılmaması gibi) sezaryen sayısındaki artışla doğrudan ilişkilidir.
Bebek için en önemli sıkıntı sezaryen sonrası bebekte görülen ve genellikle kısa süreli ve çok yoğun bir tedavi gerektirmeyen geçici solunum sıkıntısıdır. Doğum zamanının yanlış hesaplanmasından doğum kanalından geçiş olurken bebeğin akciğerlerinin sıvazlanmasının sezaryanda olmamasına kadar bir dizi etken bu duruma yol açar. Normal doğuma göre daha fazla oranda görülebilir.
Sezaryen geçirmiş kadınların yaklaşık üçte ikisi daha sonraki gebeliklerinde normal doğum yapabilmektedir. Ancak doğumun mutlaka bir hastanede yapılması gereklidir. Bu durumda hem anne hem de bebek için tehlike yaratabilen rahim duvarında yırtılma olabileceği olasılığı akılda tutulmalıdır.